top of page

Zihinsel Engelilik

Zihinsel engellilik (ZE) veya zihinsel gelişim bozukluğu; gelişim döneminde meydana gelen, uyumsal davranıştaki bozuklukların eşlik ettiği ortalamanın altındaki zeka işlevidir.

ZE bir durum, bir sendrom veya bir semptom niteliği taşıyabilmektedir. Amerikan Zihin Yetersizliği Birliği ZE’yi gelişim döneminde meydana gelen, uyumsal davranıştaki bozukluklarla birlikte bulunan ortalamanın altındaki zeka işlevi şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanım, ZE’de şimdiki uyum sorununu ve işlevsellikteki sınırlılığı şart koşar. Ortalamanın altındaki zeka işlevi ile birlikte iletişimde, kendine bakımda, evdeki yaşamda, sosyal becerilerde ve toplumsal yararlılıkta, kendini yönlendirmede, sağlığı korumada, akademik işlevsellikte ve çalışma alanında iki veya daha fazla bozukluğun olması koşulu aranır.

Bireylerde ZE’yi saptamak için yapılan epidemiyolojik çalışmalarda standartlar belirlenmiştir ve istatistiksel modele dayanan psikometrik ölçümler kullanılmaktadır. ZE tanısı için genellikle kabul edilen kesme noktası, ortalamanın 2 standart sapma altındaki zeka bölümü (Intelligence Quotient: IQ)dür. Bu değer 70 zeka puanının altını ifade eder.

Hafif (ılımlı) derece ZE (IQ 50-70 aralıkta) olan bireyler; toplam ZE’lerin yaklaşık %80-85’ini oluşturmaktadır. Erken yıllardaki gelişimleri normal gelişen çocuklara oranla daha yavaştır ve gelişimin dönüm noktalarına ulaşmaları gecikir. Ancak, iletişim kurabilir ve temel becerileri öğrenebilirler. Soyut kavramları kullanma, analiz ve sentez becerileri bozuktur fakat okumayı öğrenebilirler. Hafif derece ZE olan çocuklar, genellikle akademik beceri gereksinimlerinin arttığı birinci veya ikinci sınıfa kadar fark edilmezler. 3’ncü sınıf-6’ncı sınıf düzeyinde matematik becerileri edinebilirler. Hafif derece ZE olan birçok yetişkin ev işlerini yapabilirler, kendi bakımlarını gerçekleştirebilir ve uygun destek ile bağımsız bir şekilde yaşayabilirler.

Orta derece ZE (IQ 35-50 aralıkta) toplam ZE’nin yaklaşık %10-12’sini oluşturmaktadır. Zihinsel gelişimin dönüm noktalarına ulaşmaları yavaştır. Öğrenme ve mantıklı düşünme becerileri bozuktur fakat çoğunun dil kazanımları vardır ve erken çocukluk döneminde uygun bir şekilde iletişim kurabilirler. Çok nadir okuma yazmayı öğrenen vakalar gözlenebilir ancak okuduklarından anlam çıkaramazlar. Gözetimle beceri gerektirmeyen veya kalfalık düzeyindeki işleri icra edebilirler.

Ağır derece ZE (IQ 20-35 aralıkta) toplam ZE’nin yaklaşık %3-4’ünü oluşturmaktadır. Erken yıllarda gelişimin her alanında gecikme vardır. Kelimeleri telaffuz etmekte güçlük yaşarlar ve kısıtlı sözcük dağarcıkları vardır. Bu bireyler iletişim becerileri geliştirebilirler ve işlevsellik için önemli olan sözcükleri anlarlar. Yoğun pratik ve eğitimle temel yaşam becerilerini edinebilirler fakat buna rağmen okulda, evde ve toplumda desteğe gereksinim duyarlar.

İleri derece (çok ağır) ZE (IQ 20’nin altında) toplam ZE’lerin yaklaşık %1-2’sini oluşturmaktadır. Bu bireyler kendilerine bakamazlar ve konuşma diline sahip değildirler. Duygularını ifade etme kapasiteleri sınırlıdır ve zor anlaşılırlar.

bottom of page